Bayramınız eski bayramlar gibi olsun…
Sevdiklerinizle, çocuklarınızla, büyüklerinizle, dostlarınızla hep birlikte…
Çocukların mutlu olduğu, sıkılmışların bir nefes aldığı, özleyenlerin kavuştuğu…

Osmanlıda çocukları sevindirmek çok önemliydi. Bunun için bayramlarda çocuklar için özel eğlenceler düzenlenir, çeşmelerden şerbetler akıtılırdı. Nakkaş-ı Sükkarlar şekerden eşya, bitki veya hayvan heykelleri yapar, çocuklar bu heykellerdeki şekeri paylaşsın diye meydanlara bırakırlardı. Toplu bayramlaşmaların ardından çocuklar, heykel şekerden paylarını almak için birbirleriyle yarışırlardı.

Çocukluğumuzda bayram harçlıkları mendil içerisinde verilirdi. Bu da önceden bir hazırlığın yapıldığını gösterir, verilen harçlığın kıymetini artırırdı. Üzerinde baş harfleriniz yer alan 25 cm kare küçük mendiller unutulmayan hediyeler arasında yerini alırdı

Çocukluğumuzdan hatırlarda kalan bir uygulama da durumu uygun olanların kendi çocuğuna aldığınız bayramlıkların aynısından bir tane de ihtiyaç sahibi bir çocuğa almasıydı. Tüm çocukların eşit olduğunu hissetmeleri açısından ne güzel bir adet…

Eski bayramlarda zenginler rast gele mahallelerde manav, bakkal, kasaplardaki veresiye defterlerindeki borçları kapatırlardı. Yardım yapacak kişi esnaftan zimem defterini çıkarmasını ister, esnafa gösterdiği rastgele sayfaların borcunu kapatırdı. Burada yardımı yapan kime yardım ettiğini bilmezdi, borcu silinen de yardım edeni bilmezdi. Ne gurur, ne minnet, sadece bir hoş zarafet…

Bayramın olmazsa olmazı el öpmek sevgi, saygı ve sadakat göstergesi…

Misafirlere yapılan sade bir kahve, yanında lokum, şeker veya çikolata… Kahve yanında getirilen suyun da anlamı var. Misafir önce suyu alıyorsa aç olduğunun, önce kahveyi alıyorsa tok olduğunun işareti. Aç ise sofra kuralım, tok ise tatlı veya meyve ile damaklara hoş bir tad daha ekleyelim….

Sevdiklerimizle nice mutlu bayramlar geçirmek dileğiyle, sevgiyle kalın…